"Ben yaparım, evet yaparım, onu da yaparım."
Bu cümleler size bir yerden tanıdık geliyor mu? Siz de kendinizi sürekli ortada mevcut bulunan tüm işleri üstlenirken buluyorsanız bu durumu atlatmanıza yardımcı olacak en doğru bilgiler ile yanınızdayız.
Yaşam amacı tüm ipleri elinde tutmak olan birinin hayatın akışında kendini kaybetmesi ve zamanla işleri kimseye emanet etmek istememesi fazlasıyla olağan bir durumdur. Fakat bu durumun alışkanlık haline gelmesi ve kişinin kaldırabileceğinden daha fazla iş yükünü üstlenmesi tehlike çanlarının duyulmaya başlayacağının sinyalidir.
Siz yolun başında neler yaptınız?
Hayalini kurduğunuz zamanınızı harcayıp belki de kendinizden tavizler verdiğiniz o yolda birçok zorlukla karşı karşıya kaldığınızı tahmin edebiliyoruz.
Yeni fikirlerin kafanızda cirit attığı ya da aklınıza yaratıcılık adına hiçbir şey gelmediği günlerle baş başa kaldınız. Belki kendinizden çok emindiniz ama rakiplerinizin varlığı bile kimi zaman size geri adım attırmayı düşündürdü. Ama gün sonunda korktuğunuz o yola heyecanla ve emin bir şekilde adım atmayı başardınız.
En başında da dediğimiz gibi tüm ipleri elinizde tutmak uzaktan bakıldığında başarı, güç ve irade göstergesi gibi dursa da işin içine tam anlamıyla girildiğinde iplerin karıştığına şahit olmak üzücü bir gerçek olacaktır.
Her şeye her detaya hâkim olmak kendinden emin olma duygusunu getirip yapılan işteki şüpheleri de ortadan kaldırsa da belirli bir zamandan sonra kafa yoğunluğu ve sıkıntıların doğmasına sebep olacaktır. Tüm bu olumsuzlukların yerine farklı bir alternatif daha bulunuyor.
Bu alternatif yol ile sorumlulukları tek başınıza yüklenip her şeye koşuşturmak yerine iş bölümü ile tanışıyorsunuz.
Her şeyi kendi yapmayı hayatının odağına yerleştiren kişilerin en büyük endişesi güven problemidir. Kendileri dışındaki kişilerin işlerinin kalitesine ve becerisine güvenmedikleri için kontrolü sadece kendi ellerinde bulundurmak isterler. Bu problemi aşmanız gerekmektedir. Yavaş yavaş farklı kişilerin işlerini incelemeye ve daha az müdahale etmeye başlayın.
Bu seviyede kendinizi işin merkezinde tutup ekibi parçalara ayırıp gerektiği noktalarda ve sizin kontrolünüzde işe veya göreve dahil olmasını sağlayabilirsiniz. Bu seviye sizi tamamıyla rahata erdirmese de size yardımcı olacak birilerinin hali hazırda durması durumu mental olarak iyi gelmeye yetecektir.
Orta seviyede ise ekibin artık daha kıymetli ve riskli görevleri kaldırabileceğinden emin olabilirsiniz. Çünkü bu seviyede görev paylaşımını daha net gözlemlenebilir olacaktır. Bu seviyede bir çalışma ekibine sahipseniz el vermeden güvenle işi emanet edebilirsiniz. Fakat belirli aralıklarda ekibi kontrol etmek gözden kaçan sorunları veya oluşabilecek engelleri önceden görerek anında müdahale etmenizi sağlayacaktır.
Yüksek seviyede olan ekip oldukça güçlü olup size arkanıza yaslanma rahatlığını sonuna kadar hissettirecektir. Yüksek seviyedeki bu ekip artık siz gibi düşünmeye başladığından fikir çatışması ve kontrol gereksinimi minimuma düşecektir. Yetkinlik kazanan ekip artık kendi değişikliklerini yaratabilir ve fikirlerini size sunabilir.
Yukarıdaki aşamaları okuduğunuzda ne isteyip ne istemediğinizi anlamış olup kesin bir karar vermiş olmalısınız. Kendinizi her şeye yetişmeye şartlamanın ne kadar yanlış ve sağlıksız olduğunu kavrayabilmek yeniliğe atacağınız en kuvvetli adım olacaktır.
Sonuç olarak,
Alanında uzman, deneyimli ve istekli yönetici koçu olan Hülya Maç güçlü kimliğiyle ve çalıştığı firmalara kazandırdıklarıyla sizin için en iyisini yapmaya hazır olup objektif bakış açısı, yenilikçi düşüncesi ve yüksek güven düzeyiyle bulunduğunuz noktadan olmak istediğiniz noktaya giderken gözü kapalı güveneceğiniz tek ve en iyi kolaylaştırıcıdır.